KİÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen seminerde, Türkiye’de erken yaşta evliliklerin önlenmesine zararlarına ilişkin bilgiler verildi.
KİÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Bakan ve Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Mutlu Kaya’nın da katıldığı seminer, KİÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği ABD Dr. Öğr. Üyesi Sümeyra TOPAL’ın moderatörlüğündeki yapıldı. Seminerde, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Şube Müdürü Gözde Cerit tarafından “Çocuk Yaşta Evliliklerin Önlenmesinde Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri'nin Rolü Nedir?”, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD Dr. Öğr. Üyesi Semiha Cömertoğlu Arslan tarafından “Çocuk Yaşta Evliliklerin Çocuk Ruh Sağlığı Üzerine Etkisi” ve KİÜ Hukuk Müşaviri Gökçen Korkmaz tarafından “Çocuk Yaşta Evliliklerin Önlenmesi Konusunda Yargının Üstlenebileceği Rol” konu başlıkları ile sunum yapıldı.
Seminerin açılış sunusunu yapan Gözde Cerit, Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından yapılan çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Kahramanmaraş’ın erken yaşta evlilikler sıralamasında 11. Sırada yer alması dolayısıyla il eylem planının hazırlanmasına ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Cerit, “Bu bağlamda, 795 Rehber Öğretmene, 332 mahalle muhtarına, 567 din görevlisine, 93 aile hekimine eğitim verilmiş, Rehber öğretmenler aracılığıyla da 11 bin 777 veliye ve SHM’ler tarafından da 30 bin 603 babaya, eğitim verilmiştir. Diğer yandan konuya ilişkin koruyucu ve önleyici hizmet sunumları hızlandırılarak, kadınların ve kız çocuklarının güçlendirilmesi ve ayrıca erken yaşta ve zorla evliliklerin önlenmesine ilişkin farkındalığın artırılmasına yönelik çalışmalar devam edecektir” diye konuştu.
Dr. Öğr. Üyesi Semiha Cömertoğlu Arslan da 18 yaşının altında bulunan bireylerin olgunluğa erişmediğini ve çocuk olarak kabul edildiğini kaydetti. Erken evlilikleri teşvik eden faktörler hakkında bilgiler veren Arslan, şöyle konuştu:
“Bunlar arasında gelenekler ve kültür, dini yapı, aile yapısı, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, yoksulluk ve ekonomik açıdan hayatta kalma stratejileri, güvensiz ortamlarda yaşamak yer alıyor. Ebeveyn şiddetine maruz kalma, ailevi çatışma ve baskı, aile üyeleri arasında yakınlık olmaması, cinsel istismar, ekonomik zorluklar, çocuğun kişisel patolojileri gibi sebeplerde, evlenme motivasyonunu artıran faktörlerin başlıcaları arasında yer alıyor. Tüm bu etkenler ve çocuk yaştaki evliliklerin sonucunda da kimlik gelişiminde sorunlar, bilişsel/ psikolojik gelişim sorunları, akran/ eş/ aile ilişki sorunları, ergen annelerin riskli davranışları, çocuk/ ebeveyn ilişki sorunları çocuk evliliklerde psikososyal sonuçlar doğuruyor.”
Erken evliliklere karşı alınacak önlemleri de sıralayan Arslan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Kız çocuklarının bilgi, beceri ve destekleri arttırılarak çocuk yaşta evliliklere karşı önlem alınabilir. Kendileri, dış dünya ve var olan seçenekleri hakkında bilgilendirilerek, sosyal ve ekonomik bağımlılıklarından kurtulmak adına hareket etmeleri sağlanmalı. Okula devam sağlama, çocuk yaşta evliliklerin önüne geçmede önemli bir önlem. Sadece okula gidiyor olmak bile, kız çocuğunun bir “çocuk” olduğunun görünürlüğünü sağlaması açısından önemli Bunun yanında okulda edinilen deneyimler çocukların sosyal bir çevre kurmalarına, bilgi ve beceri edinmelerine, istismar ve kötü muameleden korunmalarına ve kendileri için harekete geçmelerine yardımcı olur”
KİÜ Hukuk Müşaviri Avukat Gökçen Korkmaz da, erken yaşta evliliklerde hukukun üstlendiği rolü değerlendirdi. “Çocuklarımızı koruyamazsak, eğitemezsek, sağlıklı ve mutlu yetişkinler olarak, geleceğin dünyasını omuzlamaları için onlara bilinç ve cesaret aşılayamaz isek, yarını yok ettiğimiz yaşamda bugünün de hiçbir anlamı kalmamış olur” diyen Korkmaz, şu bilgileri verdi:
“Sağlıklı bir evlilik ve eşlerin birbirlerini sevdiği, saydığı bir ortamda yetişen nesiller çok daha sağlıklı, başarılı ve mutlu olacaktır. Bunu da gözden kaçırmamak gerekiyor. Dolayısıyla Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 1. maddesinden de söz etmek isterim. Bu sözleşme uyarınca çocuğa uygulanabilecek olan kanuna göre, daha erken yaşta reşit olma durumu haricinde 18 yaşına kadar her insan çocuk sayılıyor. Dolayısıyla çocuk sayılan bir kişinin Medeni Kanunumuzun 124. maddesiyle, -ki kanunda bazı şartların oluşması isteniyor-, mahkemeden evlilik izni alma yolunun açılması bile aslında çok da isabetli bir düzenleme olmasa gerek. Medeni Kanunun 124. maddesi 16 yaşını doldurmuş kadın ya da erkeğin olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple hakimden evlenmesine izin verilmesinin talep edilebileceğini düzenliyor. Bu konuda özellikle anne babalar, veliler bu yönde mahkemeye başvurarak talepte bulunuyorlar. Dikkat edilirse burada kanun koyucu olağanüstü durum ve pek önemli sebep gibi kavramlar kullanmak suretiyle hakimlerimize geniş bir takdir yetkisi bırakmıştır.”
Kahramanmaraş Valisi Mükerrem Ünlüer’in eşi Selma Ünlüer, Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör’ün eşi Leyla Güngör, İl Emniyet Müdürü Nurettin Gökduman’ın eşi Kudret Gökdüman, KİÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Bakan’ın eşi Mürvet Bakan, KSÜ Rektörü Prof. Dr. Alptekin Yasım’ın eşi Fatma Yasım’ın de katıldığı etkinliğin ardından moderatör Sümeyra Topal’a, programda sunum yapan Gözde Cerit, Semiha Cömertoğlu Arslan ve Gökçen Korkmaz’a plaket takdiminde bulunuldu.