Kahramanmaraş’ta yaralı iş makinesinin kepçesiyle taşındı Kahramanmaraş’ta yaralı iş makinesinin kepçesiyle taşındı

Depremle yaşanan yıkımın kentsel dönüşümün önünü açtığını hatırlatan Çabukel, sadece yıkılan yerlerin yeniden yapılması değil aynı zamanda kentin dokusunu bozan çarpık kentleşmenin de kentsel dönüşümle önüne geçilebileceğini ifade etti. Kahramanmaraş’ın yeniden inşasının Tekke, Hacı Bayram Veli, Divanlı, Pınarbaşı, Şeyhadil, Sakarya, Menderes, Namık Kemal, Bağlarbaşı, Yavuz Selim, Yahya Kemal, Karaziyaret gibi mahallelerinin de dönüşümünü içine alacak şekilde genişletilmesi gerektiğini dile getiren Çabukel, buralarda tarihi ve kültürel dokuyla beraber mahalle kültürünü koruyan yatay mimari tercih edilmesinin önemine değindi.

“DEPREM, KENTSEL DÖNÜŞÜM İÇİN BİR MİLAT OLMALI!”

Av. Ahmet Çabukel, “6 Şubat Kahramanmaraş depremleri, şehrimiz başta olmak üzere 11 ili etkiledi. Merkez üssü şehrimiz olan depremlerden yine en çok Kahramanmaraş Hatay ve Adıyaman etkilendi. Tabiri caizse buralarda yaşam alanları enkaza döndü. Buralarda şehirler yeniden inşa edilirken şehir bütünlüğünün de korunması gerekiyor. Ben kendi şehrim Kahramanmaraş için iktidara sesleniyorum: Bu şehri yeniden inşa ederken dağıtmayın. Seçimden önce temel atma kaygısıyla Kahraman şehrimizi parçalamayın. Bu şehri, yeniden inşa etmek istiyorsanız; Kahramanmaraş’ı, yıkıldığı yerden ayağa kaldırın. Bunu yaparken de şehrin bütünlüğünü tarihi ve kültürel dokusunu, mahalle kültürünü kaybetmeden yatay mimariyle yapın. Deprem, kentsel dönüşüm için bir milat olmalı. Sizin yıllardır ağırdan aldığınız kentsel dönüşüm adı altında yıkamadığınız yerleri deprem yıktı” dedi.

“AFET YÖNETMELİĞİNDE MİNİMUM PERDE ZORUNLULUĞU OLMASI ŞARTI SAĞLANMALI”

6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinin bölgedeki yıkım göz önüne alındığında Türkiye’deki inşaat sektöründe bir dönüm noktası olması gerektiğine dikkat çeken İYİ Parti Milletvekili Aday Adayı Av. Ahmet Çabukel, şöyle konuştu: “Kahramanmaraş ili baz alındığında yapıların neredeyse tamamı betonarme olarak inşa edilmiştir. Bu betonarme yapılar deprem anında kendi içerisinde farklı etkiler göstererek aslında binaların mevcut fizyolojik yapısını gözler önüne sermiştir. Betonarme yapıların tasarımında sadece kolon ve kiriş değil, perde beton sisteminin daha çok kullanılması sağlanmalıdır. Perdeli yapı sistemlerinin daha az hasarlar aldığı eski depremlerden tecrübe edilmiştir. Bu nedenle Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelik’te betonarme yapılarda minimum perde zorunluluğu olması şartı sağlanmalıdır. Yine aynı Yönetmelik’te betonarme yapılardaki çıkma ve düzensizlik limitleri en aza indirilmelidir.”

YIKILAN BÖLGELERDE DEPREM YÖNETMELİĞİNİN YETERSİZLİĞİ HİSSEDİLİYOR!

Kahramanmaraş’ın Onikişubat ve Dulkadiroğlu ilçelerinde depremin etkisinin çok değişkenlik gösterdiğine ve özellikle Dulkadiroğlu ilçesinde yıkımın cok ağır hissedildiğine işaret eden Çabukel, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Dulkadiroğlu ilçesinde bulunan ve ilçenin ana aks yolunda Bereket Fırınından Uydu Kente kadar olan bölümde 16 katlı bina da yıkılmış, hemen yanı başında bulunan 3 katlı bina da yıkılmış. Bu durumun temel nedeni bölgenin zemin değerlerinin çok kötü durumda olması veya mevcut deprem yönetmeliğinin bölgede yetersiz kalmasından kaynaklanmasıdır. Bazı yapıların 13-14 veya 15 kat yüksekliklerinde bulunması yıkımı pekala kolaylaştırmıştır. Dulkadiroğlu bölgesinde yeni yapılacak kentleşme Alıçsekisi, Pınarbaşı ve Gafarlı gibi bölgelerinde zeminin sağlamlığı açısından tercih edilmelidir. Aksi takdirde aynı bölgeye aynı alana yapılacak konutlar geçiştirmeden ibarettir. Dulkadiroğlu bölgesinde ana yol aksının alt kısmında ve yeni sanayi bölgesine bağlanan kısımda yapılaşma teşvik edilmemeli veya en fazla perde beton çözümle birlikte 2 katlı olarak yapılmalıdır. Bu alt kısımlar tarım arazisi için elverişli bölgeler olup bu alanlarda toplu konutlar yapılmamalıdır. Ayrıca Dulkadiroğlu bölgesine bağlı Divanlı, Kümbet, Çocuk Bahçesi, Kurtuluş Mahallesi bölgelerinde tarihi doku çok büyük zarar görmüştür. Bu bölgelerin mevcut dokuya uygun olarak tekrar yeni çehresine kavuşması gerekir. Bununla birlikte bu bölgelerde çok katlı yapılaşmadan uzak durulmalıdır.”

“KIBRIS MEYDANI VE TRABZON CADDESİ’NDEKİ ÇARŞI YENİDEN CANLANDIRILMALI!”

Kıbrıs Meydanı ve Trabzon Caddesi’nin bulunduğu çarşı bölgesinde yapıların çoğunun 35-40 yaşında yapılar olduğunu ve depreme karşı direnç gösteremediklerini vurgulayan Çabukel, şunları kaydetti: “Bu bölgeler ticaret hacmi olarak şehrin esnafının çok yoğun bulunduğu bölgelerdir. Bu tip yerlerde mevcut alan şehrin ekonomisi anlamında kesinlikle yerlerine yeni yapılaşma yapılmalıdır. Fakat zemin +3 kat şeklinde tek katlı işyerleri ve her katta 4 daire çözümleriyle ve perde sistemlerin olabildiği kadar yoğun kullanılmasıyla yapılmalıdır. Tabi ki zeminlerin radye temel tercih edilmesi zorunlu olmalıdır. Bu sayede bölgenin tekrar canlanıp kalkınabilmesi daha hızlı gerçekleşmiş olacaktır. Onikişubat ilçesinde durum Dulkadiroğlu’ndan daha farklıdır. Bu bölgedeki yıkımların çoğu maalesef beşeri kusurlardan dolayı gerçekleşmiş görünmektedir. Bu bölgede bulunan Sütçü İmam Üniversitesi civarında bulunan apartlar ve konut yapıları ağır hasar görmüştür. Bunun temel sebebi Üngüt’ten gelen su yükünün bu bölgede birikerek zemin sıvılaşması dediğimiz olayı meydana getirmesidir. Bu bölgede inşaat yapılması teşvik edilmemeli ve tarım arazileri zarar görmemelidir. Bu işten anlayan mimarlar, zemin etütçüler ile jeoloji mühendislerinin önerisi budur. Bunu geliştirmemiz gerekir. Bunu yaparken de Mimarlar Odası, Mühendisler Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası bu işe dahil edilmelidir.”

“BU YIKIMIN SUÇLUSU BELEDİYELERDİR!”

Kahramanmaraş depremleriyle yaşanan yıkımın tek suçlusu olarak müteahhitlerin hedef gösterildiğine dikkat çeken Çabukel, bu yıkımın suçlusunun belediyeler olduğunu söyledi.

Çabukel, “Yıkımın yoğun olarak yaşandığı bölgelere bakıldığında; imara açılan alanların zemin sıvılaşmasının yaşandığı, tarımsal faaliyetlerin yoğun yapıldığı ve kaya zemini olmayan yerler olduğu görülüyor. Hal böyleyken buralara çok katlı binalar yapılmasına müsaade edenler asıl suçlulardır. Bu nedenle imar planını hazırlayanlar, harita mühendisleri, uygulayanlar, onaylayanlar, yönetmeliği bu imar planına uyarlayanlar asıl suçlulardır. Belediye başkanları, belediye meclis üyeleri ve belediyenin imar işlerinin tamamı kusurludur. Suçu tek başına müteahhitlere atmak çözüm değildir. Belediyeler imar planı ile rant sağlayacaklarına, imara açacakları arazilerle güvenli inşaat alanları ortaya çıkarmalıdırlar” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilisim