Kahramanmaraş edebiyat klasikleri haline gelen "Han Duvarları Kalbe Düşen Kor", "Kayıp Sevda Yasaklı Yılların Gizemli Aşkı" ve "Germanicia Güzeli" romanlarının yazarı Ali Avgın, Kütüphane Söyleşileri’nde okuyucularıyla buluştu.
"Maraş’ın Romanı Yazıldı mı?" konulu söyleşi programında Avgın, “Bir Maraşlı olarak romanlarımı, unutulmuş ya da unutulmaya yüz tutmuş Maraş’ın kültürel değerleri üzerine olay örgüsünü kurgulamaya çalışıyorum” dedi.
Kahramanmaraş Edebiyat ve Sanat Derneği Başkanı Araştırmacı Yazar Ali Avgın, şehirlerin de insanlar gibi dilleri, ruhları ve söylemleri olduğunu belirtti. "Büyük, anlamlı kültür normları ve gelişimler şehirlerde oluşur. Şehirlerde oluşan bir takım kültür hareketleri; sanattan edebiyata, iktisattan tarihe, eğitimden mimariye bir işleyiş sürecini de beraberinde getirir." diyen Avgın, şehir kültürünün önemine dikkat çekti.
İbn-i Haldun'un "Mukaddime" adlı eserinde "kent" kavramını, belirli kültürlerin neşvü nema bulduğu, birlikte yaşama kurallarının yazılı kurallar haline dönüştüğü mekânlar olarak tarif ettiğini hatırlatan Avgın, “Maraş’ın Romanı Yazıldı mı?” sorusunun cevabının Maraş’ın edebi ve kültürel kimliğinin tarihine bakılması gerektiğini belirtti.
Avgın, "Maraş’ın romanı dendiğinde aklımıza ne gelmeli?" sorusuyla başladığı konuşmasında, Maraş romanının, kurgusu ve olay örgüsüyle okuyucuyu heyecanlandıran, edebi bir üslupla ve roman tekniğiyle kaleme alınan, konusu Maraş’ta geçen eserler olduğunu söyledi.
Avgın, içinde sadece Maraş ifadesi geçen eserlerin Maraş romanı sayılamayacağını vurgulayarak, "Tıpkı Orhan Kemal’in 'Gurbet Kuşları' eserinde olduğu gibi; sırf kahramanlarının Maraş’tan gitmiş olması, bize o eserin Maraş romanı olduğunu göstermez." dedi. Mevlana’nın pergel metaforunu kullanarak, yazarın Maraş’a sıkı sıkıya bağlı kalması gerektiğini, ancak evrensel temalarla da bağlantı kurması gerektiğini ifade etti.
Avgın, kendi romanı "Germanicia Güzeli" örneğiyle, Maraş’ın tarihine nasıl derinlemesine inilebileceğini açıkladı. Maraş romanının amacının, tarihi ve kültürel zenginlikleri evrensel bir dile taşımak olduğunu belirten Avgın, bir romanın, şehrin ruhunu yansıtan unsurlar barındırması gerektiğini söyledi.
Avgın, Maraş’ın doğal güzelliklerini, tarihini, kültürünü ve yaşanmışlıklarını romanlarda hissetmek istediğini de dile getirerek, "Maraş’ın romanı dendiğinde, kapağını açtığımda Ahır Dağı’ndan yayılan kekik kokularını duymalıyım. Sayfaları arasında gezindiğimde asırlar öncesine gidip Maraş Aslanı’nı yapan Hititli heykeltıraşla sohbet etmeliyim" diye konuştu.
Maraş olaylarını ve şehrin trajik anılarını da romanlarda görmek istediğini belirten Avgın, "Kardeşin kardeşe kırdırıldığı Maraş olaylarını planlayan baronların karanlık odalarda kurdukları vahşi tuzakların şifrelerini o kitabın sayfaları arasında fark edebilmeliyim" diyerek Maraş’ın tarihi, öyküsü ve şiirleri üzerine çok sayıda değerli eser bulunduğunu, ancak roman dalında aynı zenginliğin mevcut olmadığını belirtti.
Avgın, yaptığı alanyazın taramasında Maraş’ın romanları konusunda tatminkâr bir sonuca ulaşamadığını ifade ederek, kütüphanelerde Maraş’ın romanı olarak değerlendirilebilecek az sayıda esere rastladığını söyledi.
Avgın, "Maraş kurtuluş mücadelesini anlatan Hacı Ali Özturan’ın 'Kanla Gelen Madalya', Mehmet Işık’ın 'Son Türkmen' ve 'Kütüphane Okuyan Adam', Niyazi Kara’nın 'Toprak Kokusu', Mehmet Uluğtürkan’ın 'Madalyasız', Mehmet Alperen’in 'Kurtuluş Savaşının Onurlu İsyanı Sütçü İmam', Oğuz Alp Paköz’ün 'Kurtlar Köyünün Görkemlisi', Hasan Ejderha’nın 'Sokakbaşı', Mürüvet Sarıyıldız’ın 'Antik Kentte Aşk', Emine Abacı’nın 'Sultan' gibi eserler Maraş romanı tarzında değerlendirilebilir." dedi.
Avgın’ın İlk Romanı: “Han Duvarları Kalbe Düşen Kor”
Avgın, ilk romanı olan “Han Duvarları Kalbe Düşen Kor”un 2017 yılında yayımlandığını belirterek, Edebiyatımızın önemli şairlerinden Faruk Nafiz Çamlıbel’in “Han Duvarları” şiirinde geçen Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ın kim olduğunu merak ederek başladığı bu serüveninde, Maraş Mevlevihanesi’nin son Şeyhi Selim Dede’nin oğlu olduğunu öğrendiğini söyledi. Avgın, uzun araştırmalar sonucunda Satılmış ile Aslı’nın yüz yıllık hüzün ve sır dolu aşk hikâyesini roman haline getirdiğini ifade etti.
İkinci Roman: “Kayıp Sevda, Yasaklı Yılların Gizemli Aşkı”
2018 yılında yayımlanan ikinci romanı “Kayıp Sevda, Yasaklı Yılların Gizemli Aşkı”nın da Maraş merkezli olduğunu belirten Avgın, bu romanın 1935’lerin yasaklı yıllarında geçen bir hikâyeyi anlattığını söyledi. Maraş Mevlevihanesi dervişlerinden Kahveci Hacı Ağa’nın, mensubu olduğu dergâh ile gönlünü kaptırdığı Gülizar arasında kalışını konu alan bu eserin, özgün bir çalışma olarak Maraş romanları arasında yer almasından mutluluk duyduğunu belirtti.
Son Roman: “Germanicia Güzeli”
2021 yılında yayımlanan üçüncü romanı “Germanicia Güzeli”nin uzun bir araştırma sürecinin ürünü olduğunu dile getiren Avgın, iki bin yıl öncesinin Maraşlılarından miras kalan Germanicia mozaiklerini edebiyatımıza taşımak istediğini ifade etti. Avgın, tarihi alt yapıya sadık kalarak Maraş’ın ilk 500 yılını roman üslubuyla kitaplaştırmaya çalıştığını söyledi.
Avgın, Maraş’ın romanlarının bir tek esere sığdırılamayacak kadar zengin olduğunu vurgulayarak, "Maraş’ın her bir romanı, tarihimizi, sosyal hayatımızı, kültürümüzü, aşkımızı ve iktisadi hayatımızı konu edinerek bir buketteki farklı çiçekler misali kütüphanelerimizi süsler" dedi.
Maraş Romanları: Bir Bina Gibi
Avgın, Maraş romanlarını bir bina gibi de düşünebileceğimizi, her bir romanın o binanın inşasında kullanılan bir tuğla ya da yapı taşı gibi olduğunu söyledi. Avgın, kimi eserlerin köşe taşı gibi binanın en görkemli kısmında yer aldığını, kimilerinin ise helik taşları gibi duvarların ara boşluklarını doldurduğunu söyleyerek, "Hepsi de ayrı bir değer olup, bir bütünü oluşturur" dedi.
Avgın, Maraş’ın romanının yazılması için kültürümüzden sorumlu kurumların çaba ve gayret göstermesi gerektiğini de vurguladı. Roman yazmanın zor ve meşakkatli bir iş olduğunu ifade eden Avgın, "Madem roman yazarlarımız sınırlı sayıda, o halde bunların sayıları nasıl artırılabilir? Mevcut yazarlar nasıl gayrete getirilebilir?" sorusunu sorarak, yazarları teşvik edici somut eylemler yapılması gerektiğini belirtti.
Yerel yönetimlerin her yıl ödüllü Maraş Romanı yarışmaları tertipleyerek yazarları gayrete getirebileceğini, araştırmacı yazarların saha çalışmalarına lojistik destek sağlanabileceğini ve yazarların çıkardıkları kitaplardan alım yaparak destek olunabileceğini söyledi. Ayrıca, nitelikli romanların yabancı dillere çevrilmesi işini de kurumların üstlenmesi gerektiğini vurguladı.
Yazarlık Atölyeleri ve Kahramanmaraş Akademi’nin Önemi
Avgın, kendi yazarlık serüveninin 2016 yılında Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi’nin KAMEK Yazarlık Atölyesi kurslarına katılarak başladığını belirtti. Avgın, "Edebiyata dair çok değerli bilgiler elde ettim. Oradan mezun olan 270 yazar adayı, yazdıkları romanlarla, hikâye ve şiir kitaplarıyla bu kentin edebiyatına taze bir soluk getirdiklerine inanıyorum" dedi.
Avgın, edebiyata istidadı olan kimseleri bir araya getiren oluşumların desteklenmesi gerektiğini vurgulayarak, "MESDER Kahramanmaraş Edebiyat ve Sanat Derneği’nde neredeyse her gün bir mektep gibi edebiyat çalışmaları yapılıyor. Bu gibi edebiyat ortamlarının çoğaltılması en büyük temennimizdir" diye konuştu.
Maraş’ın Romanı Yazıldı mı?
Araştırmacı Yazar Avgın, Maraş’ın romanının yazılıp yazılmadığına dair soruya "Maraş’ın romanı kader planında çoktan yazıldı, fakat sadece kelimelere dökülmeyi bekliyor. Yeter ki gönüllerdeki Maraş aşkının alevi sönmesin" cevabını verdi.
Eğer bir şey konuşulmaya başlanmışsa o işin bitmiş demek olduğunu ifade eden Avgın, "Şu anda Maraş’ın romanı yazıldı mı? konusunu konuşuyoruz. Bu demek oluyor ki; Maraş’ın romanı mutlaka yazılacaktır. Hatta yazılmaya başladı bile" diyerek konuşmasını tamamladı.